Posts

Showing posts from June, 2020

MacArthur Park

Image
Geçenlerde boya yaparken bahçede, ilk kattan sonra ikinci katı atmak için boyanın kurumasını bekliyordum. Bu arada da kulaklığı taktım, hafif bir müzik dinleme durumuna geçtim. Ama beş dakika geçmeden 🐝Mezzy🐝 geldi, kulaklığı iki yana açıp, kafamdan çıkardı, kendi kafasına taktı. Sonra da müziği dinlemeye devam etti. Şarkı bitince kulaklığı bana geri verdi, sonra da "Very nice, I liked it - Çok güzel, çok beğendim" dedi. Donna Summer'dan MacArthur Park çalıyordu. "Şarkı bir parkı anlatıyor, aslında bir adam ile bir kadın arasındaki aşkın bitişini..." diye anlatmaya çalıştım ama 🐝Mezzy🐝 aşktan, sevgiden önce "park" sözcüğünü kaptı, "O parkta kaydırak var mı?" diye sordu. Kaydırak derken de İngilizce "Slide" yerine Fransızca "Toboggan" dedi (Eski bi sözcük olmasına rağmen "Toboggan" hafif farklı bir anlamla İngilizcede de vardır, neyse). Toboggan'ı da "Tomma-gan" diye telaffuz eder canım kızım, gü

Call Me

Image
Bu akşam sizlere bir The Sweet şarkısı çalacaktım sevgili arkadaşlar. The Sweet'i "ÇOK" severim ve eğer haberlerde falan izlediyseniz, bu grubun bas gitarcısı Steve Priest yakın zaman önce hayatını kaybetti. Ama şarabım çok güzel gitti ve havam da acayip yerinde, o yüzden The Sweet ile biraz kulaklarınızı acıtmaktansa, müzik tarihinin en nevi şahsına münhasır, en ilginç ve elbette en güzel gruplarından birinden bir şarkı çalayım istedim. Bahsettiğim grubun ismi Blondie - herkes Blondie ismini grubun solisti Deborah "Debbie" Harry ile özdeşleştirir ama Blondie grubun ismidir. Debbie elbette sarışındır ve hattızatında had safhada güzel ve çekici bir kadındır. Çocukluğumun aşkıdır. Aramızda platonik bir ilişki vardı tabi, ancak, şahsını çok sonra, tee 1999 yılında görmek nasip olmuştu. Haliyle anneannem yaşındaydı, ama yine de cazibesi on numaraydı sevgili arkadaşlar. Konser esnasında yarım şişe suyu ağızında gargara yapıp, üzerimize püskürtmüştü. Tam o ara "D