Posts

Showing posts from January, 2019

Alguien Cantó

Image
Bu akşam laf İspanya'dan açıldı, İspanyolca bir şarkıyla devam edelim. Şarkımızı Matt Monro söylüyor. Arkadaş İngiliz. En güzel Bond filmlerinden biri olan ve İstanbul'da geçen From Russia With Love'ın jenerik şarkısı da ondandır. Şarkının ismi 'Alguien Cantó', 'Biri [şarkıyı] Söyledi' demek. İngilizce orijinali ise 'The Music Played', yani 'Müzik Çaldı'. Ben 'Başka Biri Şarkıyı Söyledi' şeklinde kullandım. Çevirirken şarkının orijinal İngilizce liriklerine bakmadım, doğrudan İspanyolcasını aldım. İnternet, gugıl tranzleytör, az biraz Fransızcaya benzeterek ve en önemlisi, kıçımın da yardımıyla bir şeyler çıkardım. İspanyolca bilip, mesaisini harcamak isteyen varsa lütfen düzeltsin. Buenas noches y adios ❤️🍷🎸 Belki ne zaman konuşmam gerektiğini bilemedim, Gözlerinde bir şey vardı, şimdiye kadar görmediğim, Merhametsiz bir sessizlik, sevgi yerine, Tam konuşmak istemiştim ki, başka birisi şarkıyı söyledi. Beraber dans ediyorlardı, Ben

The Rose

Image
Bu akşam acayip keyfim yerinde, duygusallık da had safhada. Bir bonus şarkı yapalım sıkılmazsanız. Benim gibi seksenleri yaşayanlarınız bu şarkıyı bilecektir. Bette Midler'in The Rose'u, yani Gül 🥀 Çok severim anasını satayım. Yaşlandıkça da daha güzel geliyor kulağıma. Geceniz daha da güzel olsun ❤️ Kimisi der ki aşk, bir nehirdir, zarif nilüferi boğar, Kimisi der ki aşk keskin bir bıçaktır, ruhunu kanamaya bırakır, Kimisi der ki aşk bir açlıktır, sonsuz, acılı bir ihtiyaç, Ben ise derim ki aşk, bir çiçektir ve sen, onun tek tohumu. O kalptir, kırılmaktan korkan, bir türlü dans etmeyi öğrenemez, O rüyadır, uyanmaya korkan, hiç bir zaman denemez, Odur, hiç alamayan, çünkü hiç veremez, Ve ruh, ölmekten korkan, asla yaşamayı öğrenemez. Gece çok yalnız, yol da çok uzun olduğunda, Ve aşkın şanslı ve güçlüler için olduğunu düşündüğünde, Sadece hatırla, kışın, zorlu karların altında, Bir tohum yatar, ilkbaharda güneşin sevgisiyle gül olacak. === Some say love, it is a river, that dr

The Damage Is Done

Image
Bu akşamki grubumuzun ismi Foreigner sevgili arkadaşlar. Lise yıllarımda bu grubu ÇOK dinlemiştim. İlk dört albümlerinin şarkı sözlerini hala ezbere bilirim. Çocuk kafamla sabahımı, akşamımı bunlarla geçirirdim. Sonrsında tarzları değişti, ben de peşlerini bıraktım. Geçenlerde konusu geçmişti, biraz bakındım, aynı isimli bir grup halen varmış, ama orijinal kadrodan nadiren bir müzisyen sahneye çıkıyormuş. O yüzden bunlara bir ‘Cover Band’ demek daha doğru olur demişler. Yarısı Amerikalı, yarısı İngiliz bir gurup. O yüzden de isimleri ‘Yabancı’ yani başka ülkeden anlamına geliyor. Yine hayatımın uzun sayılabilecek bir bölümünü bu kelimenin hayasızca uydurulmuş yanlış telaffuzlarıyla mücadele ederek geçirdim. Foreynır, Forinir, Foricinır, … Doğrusunu merak eden pronounce foreigner yazıp gugıllasın. Sonradan cıvıtmış olsalarda ilk dört albümleri - Foreigner, Double Vision, Head Games ve 4 mükemmellerdir. Beşinci albümleri Agent Provocateur komsi-komsa, altıncısının ise ismini bile hatırla

Iron Man

Image
Sizlere bir süredir şarkı öyküleri yazamıyorum sevgili arkadaşlar, başım biraz sıkışıktı, çok kısa zaman sonra bir süre daha sıkışacak, bu arayı değerlendirelim istedim. Gecenin şarkısı Black Sabbath’dan. Çok eski olmasına rağmen, Kurgu-Bilim bir Heavy Rock şarkısı - böyle şarkıları bugünün artık alfabenin hangi harfi kuşağıysa, bu zamane gençlerinden beklerdik ama kısmet 1970’lerin bir rock efsanesindenmiş. Şarkıyı Basçı Geezer Butler yazmış ancak fikir tabi ki solist Ozzy Osbourne’e aitmiş. Kahramanımız geleceğe bir zaman yolculuğu yapar ve insanlığın sonunu görür. Geri dönerken de bir manyetik alan onu demirden bir adama döndürür. İnsanlığı uyarmaya çalışsa da kimse onu sallamaz. O sinirle beklemeye koyulur, zamanı gelince mezarından çıkıp insanları öldürür. Olasılıkla geleceğe yolculuğu esnasında gördüğü kıyamet de buydu. Öyle Sabbath şarkılarını çok kurcalamayın, hele hele Ozzy’li zamanlarının. Benim Black Sabbath ile ilgili hayli karmaşık hislerim bulunur. Beşyüzellisekiz kere ka