Dancing On A Highwire

Sevgili arkadaşlar, bir başka karantina hafta sonu 'su', bir başka eve oturup, şarap içme durumları. Mukadderat işte, yapacak çok fazla bir şey yok, sevgili karımla geyikliyoruz - 🐝Mezzy🐝 yukarda, karanlık işler çeviriyor ama ikimizde de ne yapıyor diye bakmaya yürek yok, anlıyorsunuzdur 🥴

One of those days....

Bir kaç gündür biraz fazla gaza bastım, acısı bu akşam çıkıyor, ondan hafif 'entoksike' durumlardayım (bu Türkçe kelime uydurma işine bayılıyorum, 'intoxicated' sözcüğünün, 'kafası iyi', 'zerhoş', 'uçmuş' falan gibi aşağılayıcı karşılıklarına başvurmaya gerek kalmadan, entellektüel ve uygar bir seviyede idare ediyoruz durumu...)

E, kafa iyi olunca da toplumu bezdirmek için peçeteye şarkı adı yazıp, piyanist-şantöre göndermek adettendir, ya da 'adettendi', benim zamanımda. Toplum nereye evrildi bilmiyorum, hattızatında.

Neyse, benim halet-i ruhiyem çok önemli değil, sadece bir 'disclosue' yapayım dedim.

Önemli olan akşamımızın güzel olması

Bu bağlamda ufak bir katkım olması bakımından (her nedense çok inceldim, toparlayalım) size bir şarkı icra edeyim istedim.

Şarkımız Alan Parsons Project grubundan, ama Alan Parsons isimli grup başkanından desek daha doğru olur herhalde.

Arkadaş Brit'dir, kaba tabiriyle İngiliz. Bu da tanımı gereği, şarkılarının anlaşılmaz olması demektir. Sözlere gelince göreceğiz tabi, ama öncelikle müziğe bakalım.

Al abi bir 'Audio Engineer' dır, yani bir ses mühendisi. İki dolarlık kulaklıkla bile dinlediğinizde, önceki şarkı bitip, Alan Parsons başladığında sesteki değişikliği fark edip, 'Lan n'oluyoruz' dersiniz.

Bu arkadaş The Beatles'dan Pink Floyd'a, cümle alemin musikisine düzen getirmiştir.

Ancak, Pink dinlerken iyidir de, bu adamın şahsını dinlerken, içim biraz kıyılır. Müziğini, daha doğrusu sanatını hissedemem. Sanki sofistike bir arkadaşınız sizi evinie davet eder, gittiğinizde de her şey 'by the book' dur, ama bir yapmacıklık, bir sakillik sizi rahatsız eder ya, aynen öyle işte.

Adamın sesi falan da on numaradır, ama o duygu işte, içimi kemirir, durur.

İstisnası ise 'Amonla Avenue' albümüdür. Bu albümden dinleyeceğimiz bu akşamın şarkısı da, tabi ki.

Müzik mükemmeldir, ancak sözleri beni benden alır.

Umarım becermişimdir çevirmeyi.

Şarkımızın ismi 'Dancing On A Highwire"

Akşamınız güzel olsun ♥️🍷

Hepimiz başka bir gerçekte yaşıyoruz
Ve aynı ip üzerine yürüyoruz (cambaz durumları)
Teslim oluyor, buna tarafsızlık diyoruz
Vurucu noktası olmayan bir espri
Gümüş kaplamalı kahramanımız
Altun kalpli bir orospuyla karşılaşır
Olasılıklar sıfırdır
[Kadın] bir kaç gün içinde gidecektir
Sonsuza dek hareket halinde, umrunda bile değil
Bir arada tutmaya çalışıyor ama tutacak bir şey yok gibi


Maharet gerektiren bir ipte dans ediyorsun
Kendini garantiye al
Bir can kurtaran ipi vardı bir zamanlar
Artık yok

Hepimiz aynıyız [birbirimize] benzemesekte
Aynı anda konuşuyoruz
İyilik ve özgürlüğe inanarak
Yeterki kendimizinki garanti olsun
Fildişi Meryem Ana yürüyor
Kapıdan içeri
Bir pencereden seyrediyorsun
Artık umrunda da değil
Sonsuza doğru gidiyor, ama belki de umrunda değil
Bir arada tutmaya çalışıyor ama [belki de] tutacak bir şey yok

Maharet gerektiren bir ipte dans ediyorsun
Kendini garantiye al
Bir can kurtaran ipi vardı bir zamanlar
Artık yok

===

We’re living in a different reality
We’re toeing the same line
We give in we call it neutrality,
A joke with no punchline
The silver plated hero
Meets the golden hearted whore
The odds’ll give you zero
She’ll be leaving in a few days more
Movin’ on forever, maybe she don’t care
Holding on together, maybe it just ain’t there

You’re dancing on a high wire
You need to be so sure
There used to be a lifeline
There isn’t anymore

We are the same with no similarity,
We talk at the same time
We believe in freedom and charity
As long as I get mine
The ivory madonna is walking
Through the door
You watch her from a window,
It doesn’t matter anymore
Moving on forever, maybe she don’t care
Holding on together, maybe it just ain’t there

You’re dancing on a high wire
You need to be so sure
There used to be a life-line
There isn’t anymore



Comments

Popular posts from this blog

Bawitdaba

The Best Is Yet To Come

Drift Away