Aces High

Naziler Mayıs 1940’da, Fransa’da, Dunkirk’de (doğrusu Dunquerque) oldukça büyük bir İngiliz görev birliğini tarumar etmişti. Ingilizler denize kaçmış, yarı bellerine kadar su içindeyken müttefik gemileri bu askerleri toparlamıştı. Hitler İngilizlerin kaçmalarına bilerek izin vermişti, ki askerler bu bozuk psikolojilerini yıllarca üzerlerinden atamamışlardı.

Bu bozgunun hemen ardından 4 Haziran 1940’da zamanın İngiltere Başbakanı Winston Churchill, Avam Kamarasına tarihi bir konuşma yaptı. Özetle Nazi’lerle engellenmesi imkansız bir savaştan söz ediyordu. Bu konuşmanın en can alıcı bölümü ise aşağıdaki paragraf olmuştu. Öyle ki bu konuşmanın tarihteki ismi, bu paragrafta geçen “We shall fight on the beaches” ‘dir.

“We shall go on to the end. We shall fight in France, we shall fight on the seas and oceans, we shall fight with growing confidence and growing strength in the air, we shall defend our island, whatever the cost may be. We shall fight on the beaches, we shall fight on the landing grounds, we shall fight in the fields and in the streets, we shall fight in the hills; we shall never surrender!”

Bakalım ne demiş Winnie amca…

“Sonuna kadar [savaşa] devam edeceğiz. Fransa’da savaşacağız, denizlerde, okyanuslarda savaşacağız, kendimize artan güven ve gücümüzle havada savaşacağız, bedeli ne olursa olsun, adamızı müdafaa edeceğiz. Kumsallarda savaşacağız, [topraklarımıza] çıktıkları yerlerde savaşacağız, tarlalarda, sokaklarda savaşacağız, tepelerde savaşacağız, asla teslim olmayacağız!”

Bir ay sonra da Naziler İngiltere’ye saldırdı.

1940 Temmuz’undan Ekimine kadar süren bu savaş tarihe The Battle Of Britain, yani Britanya Savaşı olarak geçti.

Bu savaşın en ilginç tarafı, tamamen havada geçmesiydi. Alman Hava Kuvvetleri Luftwafe aylar boyunca bombardıman uçaklarını İngiliz şehirlerine gönderdi. Bu uçaklar Londra dahil, İngiliz kentlerini harabeye çevirdi.

Ancak yeni gelişen radar teknolojisinin de yardımıyla İngiliz pilotları aylar boyunca Alman uçaklarıyla savaştı.

Epik bir savaştı bu.

Bu savaşın sonunda Almanlar yenildi demek çok zor, ancak Hitler, asıl amacı olan İngilizleri teslime zorlamaya ulaşamadı. Yakılıp, yıkılsa da İngilizler adalarını korumayı becerdiler.

Çok önemser İngilizler bu savaşı sevgili arkadaşlar. Amerikalılar için Alamo ne ise ya da bizim için Plevne muharebesi ne ise, Battle of Britain de İngilizler için odur.

Bu da bizi gecenin şarkısına getirir.

Dün başladığımız Iron Maiden’dan aynen bu akşam da devam ediyoruz.

Aces High isimli bu şarkı, Battle Of Britain esnasında geçen bir hava muharebesini anlatır.

Ve özellikle konser kayıtlarında, hemen her zaman Churchill’in yukardaki konuşmasıyla başlar.

Ve şöyle devam eder…

Hava akınını haber veren sirenler çalmaya başlar,
Uçaksavar toplarının sesleri de gelmeye başlar.
Ani uçuş alarmı ardından dışarı fırlarız,
Havalanmamız gerek, gelen akını karşılamak için.

Kokpite dalıp, motorları çalıştırdık,
Kaldırın takozları, kaybedecek vakit yok,
Piste doğru gidiyoruz, hızımızı artırıyoruz,
Çok geç olmadan kalkmamız gerek.

Koşuyor, kalkıyor, uçuyoruz,
Yuvarlanıyor, dönüyor, dalıyor, yeniden saldırıyoruz,
Koş, uçmak için yaşa, yaşamak için uç, ya becer, ya öl,
Koşmaz mısın, uçmak için yaşamaz mısın,
Yaşamak için uçmaz mısın,
Haydi yıldızlar havaya.

Bombardıman uçaklarına saldırmak için atılırız,
Seri, keskin bir ateş sonrası dönüp, uzaklaşırız,
Arkalarına geçmek için üstlerinden dönüp,
Kör noktalarından yine ateşe devam ederiz.

Saat sekiz yönünde haydutlar, arkamızdan geliyorlar,
On tane ME-109, güneşten fırlamış,
Spitfire’larımızla alçalıp, onlara dönüyor,
Doğrudan onlara yönlenip, tetiğe basıyoruz.

Koşuyor, kalkıyor, uçuyoruz,
Yuvarlanıyor, dönüyor, dalıyor, yeniden saldırıyoruz,
Koş, uçmak için yaşa, yaşamak için uç, ya becer, ya öl,
Koşmaz mısın, uçmak için yaşamaz mısın,
Yaşamak için uçmaz mısın,
Haydi yıldızlar havaya.

Biraz açıklama yapıp, kafalarınızı şişirmeyi bırakayım artık.

Şarkının ismi de olan Aces High’ı Yıldızlar Havaya şeklinde çevirdim. Aslen Aces, as’lar, yani kahraman anlamında yıldızlar, iskambil kağıtlarandaki birliler demek. Havacılıkta belli sayıda hava muharebesi kazandığınızda Ace olursunuz.

“Saat sekiz yönünde haydutlar, arkamızdan geliyorlar” dizesindeki “Haydutlar” yani “Bandits” yine bir havacılık terimi. Düşman olduğunu kesinleşmiş uçak anlamına gelir. Düşman olup olmadıkları belli olmamış olsaydı “bandit” değil, “bogey” diyecektik.

ME-109 yani Messerschmitt Bf 109, ikinci dünya savaşının efsanevi Alman avcı uçağıdır, keza Spitfire de İngilizlerin efsanesi. Kısacası, bu savaşın en yaman iki uçağı karşı karşıya.

Güneşten fırlamak ise güneşi arkasına alıp uçmak anlamına geliyor. Güneş arkanızdayken saldırdığınız düşman pilot sizi göremez.

İşte böyle. Çoğunuzun ilgisini çekmese de listemde en az bir kişinin Maiden’le pek arası olmasa da, bu şarkıyı sevdiğinden/seveceğinden eminim 😍

Hadi geceniz daha az savaşlı olsun.

===

There goes the siren that warns off the air raid
Then comes the sound of the guns sending flak
Out for the scramble we've got to get airborne
Got to get up for the coming attack.

Jump in the cockpit and start up the engines
Remove all the wheelblocks
There's no time to waste
Gathering speed as we head down the runway
Gotta get airborne before it's too late

Running, scrambling, flying
Rolling, turning, diving, going in again
Run, live to fly, fly to live, do or die
Won't you run, live to fly,
Fly to live, Aces high

Move in to fire at the mainstream of bombers
Let off a sharp burst and then turn away
Roll over, spin round to come in behind them
Move to their blindsides and firing again

Bandits at 8 o'clock move in behind us
Ten ME-109's out of the sun
Ascending and turning out spitfires to face them
Heading straight for them I press my guns.

Rolling, turning, diving
Rolling, turning, diving, going in again
Rolling, turning, diving
Rolling, turning, diving
Run, live to fly, fly to live, do or die
Won't you run, live to fly, fly to live, Aces high.


Comments

Popular posts from this blog

Bawitdaba

The Best Is Yet To Come

Drift Away