Still Got The Blues

Bu akşam keyfim yerinde sevgili arkadaşlar, normalde şarkı (ve şarap) günümüz olmasa da, biraz da yarının anlam ve önemi bakımından bonus bir şarkı yapalım hadi.

Blues sever misiniz bilmem. Benim her daim dinlediğim bir müzik türü değildir ama örneğin bu akşamki gibi havamdaysam şarabımla birlikte oturur, saatlerce zevkle dinlerim.

Blues, 1800'lü yılların sonlarında ABD'nin güneyinden çıkma bir müzik türüdür sevgili arkadaşlar. Unutmayalım, ABD'nin güneyi uzun yıllar boyunca tarım ve üzülerek kölelik demekti. Bu müzik türüne köle müziği demek doğru olmayacaktır çünkü ortaya çıktığı yıllarda kölelik ortadan kalkmış ya da kalkmak üzereydi. Ne var ki Blues müziğinin kökleri elbete kölelik zamanlarının siyahlarına dayanır.

Blues üzüntü, melankoli anlamında kullanılır. Zaten rivayete göre bu iki kavramı tanımlayan Blue Devils, yani Mavi Şeytanlardan gelmektedir. Bu tanımlama da, yine rivayete göre eski çağlarda alkoliklerin içmeyi bıraktıkları zaman gördükleri halüsinasyonlardır.

Çok detayına girmeden, gitar ağırlıklı, hüzünlü, siyahi bir müzik desek yeter herhalde.

Blues'un müziği kadar sözleri de çok renklidir. Bu sözler biraz bizim türkülere benzerler, genelde fazlasıyla basit, ancak zaman zaman müstehcen, zaman zaman da mizahidirler.

Size bir-iki örnek vereyim.

“Oh, I asked her for water, oh, she brought me gasoline"

Yani "Ben su istedim, o benzin getirdi"

Başka bir tane...

"There’s just one kind favor I’ll ask of you
You can see that my grave is kept clean”

Yani "Senden tek bir ricam var, mezarımı temiz tut"

Bir tane de B.B. King'den

“Nobody loves me, but my mother"

Yani "Anamdan başka kimse beni sevmez"

“I’ve done your dirty dishes
How much am I suppose to take?
When I left I had corn flakes for breakfast
Now there’s a bone from a T-bone steak”

Yani "Bulaşıklarını yıkadım, daha ne yapayım, giderken kahvaltı için mısır gevreği vardı, şimdi T-bone bifteğin kemiği" Başka adam gelmiş arada sizin anlayacağınız.

“You won’t tell me where you been
Whiskey running all down your chin
I smell a rat baby"

Yani "Neredeydin söylemiyorsun, ama çenenden aşağı viski akmış, bir farenin kokusunu alıyorum" Burada da başka bir arkadaş var sahnede.

Daha çok var da başınızı ağrıtmayayım. Garsonu çağırıp da gelmeyince kızanını mı ararsınız, kedi balığı olup da beni avla diyeni mi...

Bu akşamki şarkımız ise modern zamanların bir blues'u.

Yazıp söyleyeni ise bırakın siyahi olmayı, Belfast'lı keçi peyniri kadar beyaz bir müzisyen.

Ama ne müzisyen...

Şu anda aramızda değil ancak yıllar önce Montrö'de yolumuz kesişmişti. Blues kadar söylediği rock şarkılarla da gönlüme taht kurmuş bir eski toprak. Gary Moore!

Şarkımız ise çoğunuzun bileceği Still Got The Blues.

Bu şarkı beni bir çok yere, bir çok kişiye götürür, ancak hayat ne getirirse getirsin, son bıraktığı yerde kalacak ben kulunuzun kayıtlarında.

Bazen sesli, bazen içimden söylerim bu şarkının son mısrasını, az biraz değiştirip, sevgili karımın dünya güzeli mavi gözlerine bakarak "You still got the blues for me"...

❤️Happy Valentine's Everyone❤️

Eskiden çok kolaydı kalbimi birisine kaptırmak
Ama başıma geldikçe öğrendim
Bir bedeli vardı bunun
Anladım ki aşk artık benim dostum değildi
Daha öncesinden bilmem gerekirdi, defalarca
Çok uzun, çok uzun zaman geçti
Ama hüznün hala benle
Eskiden çok kolaydı, bir daha aşık olmak
Ama başıma geldikçe öğrendim
Sonunda sadece acı olan bir yol bu
Anladım ki aşk bir oyundan daha fazlası
Kazanmak için oynasan da bir o kadar kolay kaybedebiliyorsun
Çok uzun, çok uzun zaman geçti
Ama hüznün hala benle
Günler geliyor ve geçiyor
Ancak bildiğim bir tek şey var
Hüznün hala benle

===

Used to be so easy to give my heart away.
But I found out the hard way,
there’s a price you have to pay.
I found out that love was no friend of mine.
I should have known time after time.
So long, it was so long ago,
but I’ve still got the blues for you.
Used to be so easy to fall in love again.
But I found out the hard way,
it’s a road that leads to pain.
I found that love was more than just a game.
You’re playin’ to win, but you lose just the same.
So long, it was so long ago,
but I’ve still got the blues for you.
So many years since I’ve seen your face.
Here in my heart, there’s an empty space
where you used to be.
So long, it was so long ago,
but I’ve still got the blues for you.
Though the days come and go,
there is one thing I know.
I’ve still got the blues for you.


Comments

Popular posts from this blog

Bawitdaba

The Best Is Yet To Come

Drift Away