Carry On Wayward Son
Şu sıralar size müzik çalamıyorum, biraz başım sıkışık, kusuruma bakmayın sevgili arkadaşlar. Arayı kapamak için Rock klasiklerinden mükemmel bir şarkı dinleyelim bu akşam.
Grubumuz Kansas, istediğiniz kadar ıkın, tıkın, sıkın, içinden Rock'tan başka bir şey çıkartamayacağınız bir efsane. Tarzları, gitarı keyboard ile birleştiren, birinci nesil, tam benim ağzımın tadında rock müziğidir.
Şarkıları da öyle her zaman "Ben sevdim eller aldı", "Ölürsem kabrime gelme istemem" tarzı aşk şarkıları değildir. Aşk şarkılarında problem yok elbette. Aşk duyguluların en güçlülerinden biri, müzik de duyguları aktarmanın en güçlü yöntemlerinden biri olduğundan bu ikisi sık sık karşılaşır. Ancak arada başka duygulara da bakmak, biraz değişiklik olması bakımından fena gelmez.
Şarkımız 1976 yılından bir klasik rock efsanesi, ismi "Carry On Wayward Son". Anlamı ise "Devam Et Benim _____ Oğlum". Boşluğu "Akılsız", "İnatçı", "Şımarık", "Odun kafalı", "Hıyar", "Asi" gibi sıfatlardan biri ile doldurabilirsiniz. Ben çevirirken "Dangalak" dedim.
Normalde şarkıları çevirirken, anlamlarını bir gugıllarım. Malum bazen kültürel referanslar kolay anlaşılmaz, bazen de bilmediğim bir olaya, filme, efsaneye falan gönderme yaparlar.
Bu şarkının anlamına baktığımda neler neler bulmadım.
Genelde hemen her rock şarkısının uyuşturucularla ilgisi olduğunu düşünen bir grup müptezel hep vardır. Ancak COWS'ın sözlerinin Yunan mitolojilerinden Vietnam Savaşı'na kadar derin anlamlar içerdiğini idda edenler var.
Elbette herkes duymak istediğini yazmış.
Bana sorarsanız bu şarkıda öyle çok mecaz yok. Aklından ne geçiyorsa "şair" onu yazmış. Hayatın her zaman kompleks, mecazi, anlaşılması zor olması gerekmiyor. Siggy'nin dediği gibi "Sometimes a dream is just a dream - Bazen bir rüya, sadece bir rüyadır".
Bir çocuk gençlikten, yetişkinliğe evriliyor, şairimizin bütün arzuhali budur kanaatimce...
Akşamınız güzel olsun...
Devam et benim dangalak oğlum
Bu bittiğinde huzur bulacaksın
Koy yorgun kafanı, dinlensin
Artık ağlama
Bu gürültü ve karmaşadayı kenara koyup
Bu hayalin ötesine bir göz atabilmek için
Daha da yüksekten uçmaya başladım
Ama biraz fazla yüksekten uçmuşum
Görebildiğimi zannederdim, meğer körmüşüm
Düşünebildiğimi zannederdim, meğer aklımı kaybetmişim
Düşlerimde sesleri duyuyorum
Bana diyorlar ki
Devam et benim dangalak oğlum
Bu bittiğinde huzur bulacaksın
Koy yorgun kafanı, dinlensin
Artık ağlama
Amacı olan birinin maskesini takmıştım
Bu soytarılığım yılın olayı oldu
Bilge biri olduğumu idda edersem eğer
Anla ki iç bir şey bilmiyorumdur
Duyguların fırtınalı denizinde
Savrulmuş bir gemi gibiyim
Talihin rüzgarlarına yönümü çevirdim
Ama [benle konuşan] sesleri duydum
Devam et benim dangalak oğlum
Bu bittiğinde huzur bulacaksın
Koy yorgun kafanı, dinlensin
Artık ağlama
Devam et, hep hatırlayacaksın
Devam et, hiç bir şey ihtişam gibi olamaz
Artık hayatın boş değil
Cennet seni bekler
Devam et benim dangalak oğlum
Bu bittiğinde huzur bulacaksın
Koy yorgun kafanı, dinlensin
Artık ağlama
Ağlama
===
Carry on, my wayward son
There’ll be peace when you are done
Lay your weary head to rest
Don’t you cry no more
Once I rose above the noise and confusion
Just to get a glimpse beyond this illusion
I was soaring ever higher
But I flew too high
Though my eyes could see, I still was a blind man
Though my mind could think, I still was a mad man
I hear the voices when I’m dreaming
I can hear them say
Carry on, my wayward son
There’ll be peace when you are done
Lay your weary head to rest
Don’t you cry no more
Masquerading as a man with a reason
My charade is the event of the season
And if I claim to be a wise man, well
It surely means that I don’t know
On a stormy sea of moving emotion
Tossed about, I’m like a ship on the ocean
I set a course for winds of fortune
But I hear the voices say
Carry on my wayward son
There’ll be peace when you are done
Lay your weary head to rest
Don’t you cry no more, no
Carry on, you will always remember
Carry on, nothing equals the splendor
Now your life’s no longer empty
Surely heaven waits for you
Carry on, my wayward son
There’ll be peace when you are done
Lay your weary head to rest
Don’t you cry, don’t you cry no more
No more
Grubumuz Kansas, istediğiniz kadar ıkın, tıkın, sıkın, içinden Rock'tan başka bir şey çıkartamayacağınız bir efsane. Tarzları, gitarı keyboard ile birleştiren, birinci nesil, tam benim ağzımın tadında rock müziğidir.
Şarkıları da öyle her zaman "Ben sevdim eller aldı", "Ölürsem kabrime gelme istemem" tarzı aşk şarkıları değildir. Aşk şarkılarında problem yok elbette. Aşk duyguluların en güçlülerinden biri, müzik de duyguları aktarmanın en güçlü yöntemlerinden biri olduğundan bu ikisi sık sık karşılaşır. Ancak arada başka duygulara da bakmak, biraz değişiklik olması bakımından fena gelmez.
Şarkımız 1976 yılından bir klasik rock efsanesi, ismi "Carry On Wayward Son". Anlamı ise "Devam Et Benim _____ Oğlum". Boşluğu "Akılsız", "İnatçı", "Şımarık", "Odun kafalı", "Hıyar", "Asi" gibi sıfatlardan biri ile doldurabilirsiniz. Ben çevirirken "Dangalak" dedim.
Normalde şarkıları çevirirken, anlamlarını bir gugıllarım. Malum bazen kültürel referanslar kolay anlaşılmaz, bazen de bilmediğim bir olaya, filme, efsaneye falan gönderme yaparlar.
Bu şarkının anlamına baktığımda neler neler bulmadım.
Genelde hemen her rock şarkısının uyuşturucularla ilgisi olduğunu düşünen bir grup müptezel hep vardır. Ancak COWS'ın sözlerinin Yunan mitolojilerinden Vietnam Savaşı'na kadar derin anlamlar içerdiğini idda edenler var.
Elbette herkes duymak istediğini yazmış.
Bana sorarsanız bu şarkıda öyle çok mecaz yok. Aklından ne geçiyorsa "şair" onu yazmış. Hayatın her zaman kompleks, mecazi, anlaşılması zor olması gerekmiyor. Siggy'nin dediği gibi "Sometimes a dream is just a dream - Bazen bir rüya, sadece bir rüyadır".
Bir çocuk gençlikten, yetişkinliğe evriliyor, şairimizin bütün arzuhali budur kanaatimce...
Akşamınız güzel olsun...
Devam et benim dangalak oğlum
Bu bittiğinde huzur bulacaksın
Koy yorgun kafanı, dinlensin
Artık ağlama
Bu gürültü ve karmaşadayı kenara koyup
Bu hayalin ötesine bir göz atabilmek için
Daha da yüksekten uçmaya başladım
Ama biraz fazla yüksekten uçmuşum
Görebildiğimi zannederdim, meğer körmüşüm
Düşünebildiğimi zannederdim, meğer aklımı kaybetmişim
Düşlerimde sesleri duyuyorum
Bana diyorlar ki
Devam et benim dangalak oğlum
Bu bittiğinde huzur bulacaksın
Koy yorgun kafanı, dinlensin
Artık ağlama
Amacı olan birinin maskesini takmıştım
Bu soytarılığım yılın olayı oldu
Bilge biri olduğumu idda edersem eğer
Anla ki iç bir şey bilmiyorumdur
Duyguların fırtınalı denizinde
Savrulmuş bir gemi gibiyim
Talihin rüzgarlarına yönümü çevirdim
Ama [benle konuşan] sesleri duydum
Devam et benim dangalak oğlum
Bu bittiğinde huzur bulacaksın
Koy yorgun kafanı, dinlensin
Artık ağlama
Devam et, hep hatırlayacaksın
Devam et, hiç bir şey ihtişam gibi olamaz
Artık hayatın boş değil
Cennet seni bekler
Devam et benim dangalak oğlum
Bu bittiğinde huzur bulacaksın
Koy yorgun kafanı, dinlensin
Artık ağlama
Ağlama
===
Carry on, my wayward son
There’ll be peace when you are done
Lay your weary head to rest
Don’t you cry no more
Once I rose above the noise and confusion
Just to get a glimpse beyond this illusion
I was soaring ever higher
But I flew too high
Though my eyes could see, I still was a blind man
Though my mind could think, I still was a mad man
I hear the voices when I’m dreaming
I can hear them say
Carry on, my wayward son
There’ll be peace when you are done
Lay your weary head to rest
Don’t you cry no more
Masquerading as a man with a reason
My charade is the event of the season
And if I claim to be a wise man, well
It surely means that I don’t know
On a stormy sea of moving emotion
Tossed about, I’m like a ship on the ocean
I set a course for winds of fortune
But I hear the voices say
Carry on my wayward son
There’ll be peace when you are done
Lay your weary head to rest
Don’t you cry no more, no
Carry on, you will always remember
Carry on, nothing equals the splendor
Now your life’s no longer empty
Surely heaven waits for you
Carry on, my wayward son
There’ll be peace when you are done
Lay your weary head to rest
Don’t you cry, don’t you cry no more
No more
Comments
Post a Comment